Sayfa 6 - MÜSLÜMAN

 
MÜSLÜMAN

 
Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın adıyla;

 
1- Kitap ehli, aralarındaki kıskançlık yüzünden görüş ayrılığına düştü ve dinlerini fırka fırka bölüp parçaladı. Onlar, ahiretten çok dünya hayatını istiyorlardı, ahirete pek az inanmışlardı. Sonra dünya hayatı da kendilerini aldattı.

 
2- Ataları Kur’an’a baktı, sonra çevirip tekrar baktı. Onlar, Kur’an’ın ne olduğunu anlamadı ve içindeki bilgiyi de kavramadı.

 
3- Ataları kaşlarını çattı ve o Kur’an’ı sadece öncekilerden gelen bir sihir, yalnızca bir beşer sözü sandı.

 
4- And olsun ki onlar anlamış değillerdi, zaten anlamadıklarına da inanmaları beklenmezdi. Şayet inanmış olsalardı, ortak koşanlarla birlikte ortak koşmazlardı. ALLAH’tan korkar ve gereği gibi o Kur’an’a ortak koşmaktan sakınmış olurlardı.

 
5- Ataları saptı ve bir daha da doğru yolu bulamadı. Onlar, o zikri, Kur’an’ı terk edince, şeytan yanlarına ayrılmaz bir dost kılındı. Yaptıklarını kendilerine güzel gösterdi ve onların sapkınlıklarını arttırdıkça arttırdı.

 
6- Onlar, Kur’an’ı terk ettiğinde, şeytan onları karanlıklar içinde kalmış olarak buldu, zaten onun istediği de buydu. Onları aldı, yaptıkları sapkınlığı kendilerine güzel gösterdi, sürükledi, sürükledi ve karanlıklar üzerine karanlıklara doğru çekti. Çok aldatan şeytan, onları, ALLAH konusunda bile aldattı. Onlar, doğru yolu bulamayacak bir duruma gelince, aralarına fitne, fesat, haset ve nefret aşıladı. Sonra her fırkayı birbirine kışkırttı.

 
7- Düşmanları olan şeytan’a değil, ALLAH’a ve O’nun indirdiği Kur’an’a uymuş olsalardı, böyle olmazdı.

 
8- Kuşkusuz şeytan önce “İnkar et” dedi, onlar da inkar edince “Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan ALLAH’tan korkarım” dedi ve kendilerini yüz üstü bırakıp terk etti.

 
9- And olsun ki ALLAH onlara bölünüp parçalanmamayı, hep birlikte gönderdiği ipe, Kur’an’a sımsıkı sarılmalarını ve birlik olmalarını emretmişti.

 
10- ALLAH onlara zulmetmedi ancak onlar kendi kendilerine zulmetti.

 
11- O halde siz, atalarınızın saptığı ve birçoklarını da saptırdığı şeytan’a uymaktan vazgeçin! O sizin apaçık bir düşmanınızdır. Gelin, ALLAH’ın emrini yerine getirin, O’nun indirdiğine uyun ve O’nun indirdiği dışındakileri terk edin! Rabbiniz tek bir İlah’tır. Şüphesiz O, size böyle emretti.

 
12- Sen, “Biz, Ali’nin yoluna uyanlarız” diyenler hakkında ne diyeceksin? Ali de, ancak Muhammed’e indirilene tabii olmuş ve yol olarak ancak Kur’an’ı benimsemişti.

 
13- ALLAH’ın Nebi’si Muhammed’de, ALLAH’ın kul’u Ali de, yalnız o vahyolunmuş olan zikri kendilerine yol olarak edinmişlerdi.

 
14- Ali de, tıpkı Nebi’nin yaptığı gibi İbrahim’in dinine uymuş ve hanif olarak tek ALLAH’a yönelmişti. O’ndan başkasını ne bir dost nede bir aracı edinmez ve ALLAH’ın indirdiği Kur’an dışındaki hiçbir yolu, yol olarak benimsemezdi. Namazı kılar ve zekatı da verirdi.

 
15- Kitabı sadece tek Kur’an’dı, çünkü ilah’ı tek bir İlah olan ALLAH’tı. Kendisine emredileni yaptı ve dinini yalnız ALLAH’a has kıldı. Sadece O’na ibadet ederdi. Ali, ortak koşanlardan değildi!

 
16- Umulur ki artık Ali’nin yoluna uyduklarını iddia edenler, tıpkı onun gibi sadece ALLAH’ın yolu olan Kur’an’ı yol edinirler. Ali’yi, ALLAH’a ortak koşmaktan korkarlar ve Rablerinden gereği gibi sakınırlar. Umulur ki şükrederler, Ali’nin uyduğu gibi onlar da sadece tek Kur’an’a uyarlar ve onun ilminde derinleşmek için birbirleriyle yarışırlar. Şimdi, doğru yola ulaştıran mı yoksa başkası tarafından ulaştırılmadan ulaşamayan mı uyulmaya daha layıktır? ALLAH, doğru yola ulaştırır. O halde doğru yola ulaştıran ALLAH’a uyun, O, sizin Rabbinizdir.

 
17- “Ben Müslümanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir? Hepinizin İlah’ı bir’dir, tek’tir.

 
18- Kim, ALLAH'a giden bir yol tutmak isterse bilsin ki, ALLAH’ın yolu bellidir. ALLAH'a giden yol, yalnız O'nun gönderdiğinden geçmektedir. Geri kalanı sapıklıktır, sapkınlıktır.

 
19- Çağrısına uyup, O'na tevbe edin! Büyüklük göstermeyin, O’nun indirdiğine uyun ve O’na teslim olun! ALLAH, sizi barış ve esenlik yurduna çağırmaktadır. O’na kulak verin ve çağrısına icabet edin.